Turkish Journal of Pediatric Surgery

Seyithan Özaydın1, Cemile Beşİk1, Ünal Güvenç1, İpek Özaydın2, Süleyman Çelebİ1, Serdar Sander1

1Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi, Çocuk Cerrahisi Kliniği, İstanbul
2Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi, Patoloji Kliniği, İstanbul

Anahtar Kelimeler: Çocuk, Hirschsprung hastalığı, transanal endorektal pull-through

Özet

Amaç: Kliniğimizin ilk transanal endorektal pull-through (TERPT) deneyimlerini sunmak

Gereç ve Yöntem: Mart 2014-Aralık 2015 arasında Hirschsprung hastalığı (Hh) tanısı konarak TERPT yöntemiyle ameliyat edilmiş hastaların dosyaları geriye dönük olarak incelendi.

Bulgular: Onaltı olgunun 14’ü (%87,5) erkek, 2’si (%12,5) kız hasta idi. 6 olgumuz daha önceden stomalı, 10 olgumuz ise stomasızdı. Tüm olgular ortalama 11 aylıkken (2-35 ay) TERPT yöntemiyle ameliyat edildi ve ortalama 15 cm (8-38 cm) barsak bölümü çıkarıldı. TERPT ameliyatına; enterostomi açılmış olan altı hastanın üçünde karın içi yapışıklıkların ameliyatı güçleştirebileceği düşüncesiyle, enterostomisiz hastalardan ise birine uzun segment Hh şüphesiyle laparatomi ile başlandı. Enterostomili iki hasta ile enterostomisiz bir hastada ise ameliyata transanal yoldan başlanmasına karşın tatminkar bir serbestleştirme sağlanamadığından karına dönüldü. Ameliyat sonrası erken dönemde 1 olguda karın kesisinin açılması nedeniyle girişim gerekti, 1 olgumuz ise erken dönemde kaybedildi.

Hastalarımızın hastanede kalma süresi ortalama 6 gündü (4-12 gün). On beş olgumuzun ortalama 14 aylık (1-21 ay) takibinde; 3 (%20) olguda anastomoz darlığı nedeniyle genişletme gerekirken, 10 (%66,6) olguda perineal dermatit tablosuyla karşılaşıldı. Bakımlarla iyileşen hastalarımızın günlük kaka yapma sayısı ameliyattan sonraki ilk üç ayda 8-10 kez iken sonrasında günde 1-3’e dek düştüğü gözlendi. Tüm hastalarımızın takibi halen sorunsuz şekilde sürmektedir.

Sonuç: Hh tedavisinde kurulduğundan beri Rehbein yöntemini tercih eden kliniğimizin ilk TERPT deneyimlerinden sonra yöntemin güvenilir bir histopatolojik değerlendirme olanağı bulunması koşuluyla, özellikle batın açılmadan tek ameliyat olarak uygulanması durumunda daha yüksek oranda cerrahi ve aile memnuniyeti sağlayacağını düşünmekteyiz.

Bu çalışma 13-15 Mart 2016 tarihinde Bursa’da düzenlenen 1. Uludağ Çocuk Cerrahisi Kış Sempozyum’unda poster olarak sunulmuştur.