Turkish Journal of Pediatric Surgery

Emrah Aydın1, Rahşan Özcan1, Şenol Emre1, Mehmet Eliçevik1, Çiğdem Tütüncü2, Sebuh Kuroğlu3, Ergun Erdoğan3, Gonca Topuzlu Tekant1

1İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul
2İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Anestezi Anabilim Dalı, İstanbul
3İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İstanbul

Anahtar Kelimeler: koroziv madde içimi, kostik madde içimi, özofagus yanıkları

Özet

Amaç: Kliniğimize koroziv madde içimi nedeni ile başvuran olguların geriye dönük olarak incelenmesi ve klinik yaklaşım ve sonuçların değerlendirilmesidir.

Gereç ve Yöntem: 2000-2012 yıllarında koroziv madde içimi sonrası başvuran 681 olgu geriye dönük olarak irdelendi. Olguların 413’ü erkek, 268’i kız ve yaş ortalaması 3.92 (±2.1) idi. Alınan maddelerin 366’sı asit, 262’si baz karakterinde idi. Olgular başvuru zamanına göre 2 gruba ayrıldı. İlk 48 saatte başvuran 462 hastanın tamamının oral alımı kesilerek endoskopi yapıldı. İlk 48 saatten sonra başvuran hastaların planı başvuru yakınmalarına göre belirlendi.

Bulgular: İlk endoskopi bulgularına göre 187 olguda özofagus ve/ veya midede yanık mevcuttu. Elli ikisinde grade 1. 123’ünde grade 2.12’sinde grade 3 yanık saptandı. Grade 2 ve 3 yanık saptanan tüm olgulara IV antibiyotik, steroid, H2 reseptör antagonisti verildi ve nazogastrik tüp takılarak beslendi. On beşinci günde yapılan kontrol endoskopi bulgularına göre oral beslenmeye geçildi. Üçüncü haftada çekilen baryumlu pasaj grafisine göre özofagus darlığı gelişen 54 (% 29) olgu balon dilatasyon programına alındı. Ortalama dilatasyon sayısı 8.07 (±8.1) idi. Bu olguların 12’sine kolon interpozisyonu yapıldı. İki olguya gastrostomi açılırken birine gastrektomi, birine de gastroduodenostomi yapıldı.

Kırk sekiz saatten sonra başvuran 196 olgunun 108’inde (% 55) takipte gastrointestinal sistemde darlık gelişti. Dilatasyon programına alınan 108 olgunun ortalama dilatasyon sayısı 7.15 idi. On iki olguya kolon interpozisyonu, 2 olguya özofagus rezeksiyon-anastomozu yapıldı. Dört olguya piloroplasti, 5’ine gastroduedenostomi uygulanırken 9 olgu gastrostomi ile takip edilmektedir. Yaygın yanıkları olan ve gastrektomi, özofajektomi, duodenostomi yapılan 1 olgu kaybedildi. Bir olgu ciddi özofagus ve trakea yanığı nedeni ile trakeostomi, özofagostomi ve gastrostomi ile takip edilmektedir.

Sonuç: Koroziv madde alımına bağlı özofagus ve mide yaralanmaları hala önemli morbidite ve mortalite nedenidir. Erken dönemde oral beslenmenin kesilmesi ve uygun medikal tedavinin başlanması prognoz üzerinde pozitif etki yaratmaktadır. Medikal tedaviden fayda sağlanamadığı durumlarda ise hastanın kendi özofagusunu korumak öncelikli olmalıdır.