Turkish Journal of Pediatric Surgery

Emre DİVARCI 1, Ahmet ÇELİK 1, Erkan KISMALI 2, Orkan ERGÜN 1

1Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İzmir
2Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Radyoloji Anabilim Dalı, İzmir

Anahtar Kelimeler: Lenfanjioma, lenfatik malformasyon, skleroterapi, bleomisin, cerrahi

Özet

Bu çalışma ile çocukluk çağı lenfanjiomalarında bleomisin ile skleroterapi ve cerrahi eksizyon sonuçları incelenerek en uygun tedavi yaklaşımı saptanması amaçlanmıştır. Kliniğimizde 2000-2010 yılları arasında lenfanjioma nedeniyle tedavi uygulanan hastaların kayıtları incelenmiştir. Yaş, cinsiyet, yerleşim yeri, radyolojik görünüm, tedavi yöntemleri ve sonuçları gözden geçirilmiştir.

Lenfanjioma nedeniyle başvuran 22 hastaya (17E, 5K), 29 girişim uygulanmıştır (16 eksizyon, 13 skleroterapi). Hastaların yaş ortalaması 2,1±2,9 yaştır (1 ay-14 yaş). Lezyonlar baş-boyun (9), aksilla (6), gövde (6), retroperitoneal (1) yerleşimliydi. Radyolojik görünüm olarak makrokistik, mikrokistik ve kavernöz olarak sınıflandırılmıştır. Tedavi başarısı değerlendirmesinde, kitle boyutlarında % 75’ten az küçülenler “yetersiz yanıt”, % 75-100 arası küçülenler “yeterli yanıt” olarak kabul edilmiştir. Primer eksizyon uygulanan 14 hastanın 9’unda yeterli yanıt (% 64), 5’inde yetersiz yanıt elde edilmiştir. Yetersiz yanıt alınan 5 hastada ek işlem olarak tamamlayıcı skleroterapi yapılması gerekmiş ve tümü başarıyla tedavi edilmiştir. Primer skleroterapi uygulanan 8 hastanın 6’sında yeterli yanıt (% 75), 2’sinde yetersiz yanıt elde edilmiştir. Yetersiz yanıt elde edilen 2 hastada ek girişim olarak tamamlayıcı cerrahi eksizyon yapılması gerekmiş ve başarı ile tedavi edilmiştir. Skleroterapi sonrası ek girişim yapılması gerekenler mikrokistik olanlardı. Major cerrahi komplikasyon her iki grupta görülmemiştir. Ortalama takip süresi 5 yıldır (3 ay-10 yıl). Son kontrollerinde tüm hastalarda “yeterli cerrahi başarı” sağlanmıştır.

Güncel lenfanjioma tedavisinde değişik ajanlarla skleroterapi ve/ veya cerrahi eksizyon uygulanabilmektedir. Her iki yöntemin de başarısı uygun hasta seçimine bağlıdır. Lezyonun girişim öncesi radyolojik özelliklerine göre; genel yaklaşım olarak skleroterapi, makrokistik lezyonlara, cerrahi eksizyon ise mikrokistik lezyonlara öncelikle tercih edilmelidir.