Turkish Journal of Pediatric Surgery

Şenol EMRE1, Gonca TEKANT1, Dildar KONUKOĞLU2, Sinem FIRTINA2, Sergülen DERVİŞOĞLU3,Günay CAN4, Cenk BÜYÜKÜNAL1

1İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
2İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
3İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
4İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye

Anahtar Kelimeler: Nekrotizan enterokolit, pnömoperiton, la- paroskopi

Özet

Amaç: Bu çalışmanın amacı, NEK’li yenidoğanlarda güvenle uygulanabilirliği bildirilen laparoskopinin, deneysel bir modelde gastrointestinal sistem üzerindeki etkilerini araştırmaktır.

Gereç ve Yöntem: Kırk adet Sprague-Dawley yenidoğan sıçan onlu 4 gruba ayrılmıştır. K grubu, işlem yapılmayan kontrol; L grubu, işlem yapılmadan 4. gün 10 mmHg basınçta 30 dk. kar- bondioksit, 30 dk. desüflasyon yapılan; N grubu modifiye Okur yöntemiyle NEK oluşturulan; NP grubu ise N grubundaki işlemlere ek olarak 4. gün P grubundaki gibi pnömoperitoneumdesüflasyon oluşturulan gruplar olarak belirlenmiştir. Denek- ler 4. gün dekapitasyonla sakrifiye edilmiş ve terminal ileum rezeke edilerek histopatolojik değişiklikler ile nitrik oksit, glutatyon ve TBARS düzeyleri incelenmiştir. Biyokimyasal incelemelerin istatistiksel değerlendirilmesi için ANOVA ve Tukey HSD, histopatolojik sonuçlar için Mann Whitney-U ve Kruskal Wallis testleri kullanılmıştır.

Bulgular: TBARS değerleri karşılaştırıldığında, NP grubunun K ve P gruplarına göre anlamlı derecede yüksek olduğu, diğer gruplar arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. NO değerleri karşılaştırıldığında NP grubunun K grubuna göre anlamlı derecede yüksek olduğu, diğer gruplar arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. GSH değerleri karşılaştırıldığında NP grubunun K, P ve N gruplarına göre anlamlı derecede yüksek olduğu, N grubunun K ve L grubuna göre anlamlı derecede yüksek olduğu, K ve P grupları arasında ise anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuştur. P, N ve NP gruplarının histopatolojik evreleri kontrol grubuna göre anlamlı derecede yüksek bulunurken, bu grupların kendi aralarında bir farklılık saptanmamıştır.

Sonuç: Çalışmada, CO2 pnömoperitoneumun NEK’teki doku hasarına ek bir olumsuz katkısı olmadığı gözlenmiştir. Deneysel hayvan modeli üzerinde yaptığımız bu çalışmanın sonuçları, klinikte kullanılmaya başlanan NEK’te laparoskopik tanı uygulamasının güvenilirliğini destekler niteliktedir.