Turkish Journal of Pediatric Surgery

Murat ÇAKMAK, Tutku SOYER, Şebnem AYVA, Günnur DİKMEN, Hülya AKMAN

Kırıkkale Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi ve Patoloji Anabilim Dalları, Kırıkkale, Hacettepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Biyokimya Anabilim Dalı, Ankara

Anahtar Kelimeler: İnvajinasyon, iskemi reperfüzyon, trapidil

Özet

Amaç: Platelet-derivated-growth faktör inhibitörünün (Trapidil) invajinasyona bağlı iskemi reperfüzyon hasarını önleyici etkinliğini değerlendirmek üzere deneysel bir çalışma yapılmıştır.

Gereç ve Yöntem: Ağrlıkları 200-250 g olan, her iki cinste 60 Wistar albino rat çalışmaya dahil edildi. Kontrol grubunda (KG, n:15), ileoçekal valvin 20 cm proksimaldeki 2 cm’lik barsak segmenti, intraperitoneal NaCl infüzyonunu takiben çıkartıldı. İnvajinasyon grubunda, invajinasyon modeli (IG, n:15) ileoçekal valvin 20 cm proksimalindeki barsağın distaldeki barsağa doğru stile yardımıyla itilmesi ile elde edildi. İnvajinasyon 4 saat sonra ileoçekal valvden 20 cm proksimaldeki 2 cm’lik barsak segmenti çıkartıldı. İnvajinasyon-reperfüzyon grubu (IRG, n:15) IG’ye benzer şekilde invajinasyon oluşturulduktan 4 saat sonra reperfüzyona izin verilerek elde edildi. Bu grupta barsak örneklenmesi reperfüzyondan 4 saat sonra yapıldı. Son grupta (TG, n:15), Trapidil (40 mg/kg) İRG’a benzer şekilde iskemi/reperfüzyon oluşturulduktan ve reperfüzyondan bir saat önce intraperitoneal olarak verildi. Bu grupta da barsak segmenti reperfüzyondan 4 saat sonra çıkarıldı. Gruplarda ileoçekal valvden 20 cm proksimalden 2 cm’lık barsak örnekleri histopatolojik değerlendirme için alındı. Örnekler ayrıca oksidatif hasar belirteçleri (katalaz, glutatyon peroksidazG-px, superoksit dismutaz-SOD ve malondialdehit-MDA) açısından da değerlendirilmiştir.

Bulgular: Histopatolojik değerlendirmelerde KG’de hasara rastlanmazken, diğer gruplarda yüksek evreli barsak hasarı izlenmiştir (p<0.05). Ancak IG, IRG ve TG arasında histopatolojik evre bakımından anlamlı fark bulunmamaktadır. MDA seviyeleri deney gruplarında KG’e göre belirgin yüksektir. Buna karşın TG’de MDA seviyeleri, IRG ile karşılaştırıldığında belirgin azalmıştır (p<0.05). Antioksidan enzimler; katalaz, G-px ve SOD, IG ve IRG’de anlamlı derecede azalmıştır. IRG ile karşılaştırıldığında, Trapidil verilmesi bu üç enzim düzeyini arttırmıştır (p=0.005, p=0.036, p=.0.02 sırasıyla).

Sonuç: Trapidil invajinasyona bağlı iskemi reperfüzyon hasarını katalaz, G-px ve SOD enzim düzeylerini arttırarak önlemekte ve MDA düzeylerinde anlamlı azalmaya neden olmaktadır. Fakat benzer sonuçlara histopatolojik değerlendirmelerde ulaşılmamıştır.

* Çocuk Cerrahisinde Deney Hayvan Modelleri Sempozyumu’nda sunulmuştur, 10-11 Ekim 2008, Kırıkkale